Saldırganlık, herhangi bir canlıya ya da cansız varlığa, nesneye zarar verme kastı ile yapılan tekrarlı davranışlardır. Bir davranışın saldırganlık olarak değerlendirilmesi için 3 bileşene dikkat edilmelidir. Bunlar; niyet, herhangi bir zarar görme ve yapılan davranışın meydana getirdiği duygudur. Saldırganlığın nedenlerine yönelik çalışmalar ise saldırganlığın nedenlerini içgüdüsel, genetik, öğrenmeye dayalı ve çevresel etmenlerle açıklamaya çalışmaktadır.
Okul öncesi dönemde görülebilecek saldırganlıkların en önemlileri fiziksel ve ilişkisel saldırganlıklardır. Bunlardan fiziksel saldırganlık; tekme atma, vurma, itme gibi daha gözlemlenebilir ve yüz yüze gerçekleşen türdür. İlişkisel saldırganlık ise bir kişiyi hedefe alarak; o kişinin sosyal hedeflerini engelleme, ilişkilerine zarar vermek amacıyla yalan söyleme, dışlama, dedikodu yapma, iftira atma, yok sayma, sır yayma, oyunlarına ve etkinliklerine almama gibi davranışlardır. İlişkisel saldırganlık, fiziksel saldırganlığa oranla daha uzun süreli bir süreçtir.
Çocuğun hayatında sürekli hale gelebilecek saldırganlık yönelimi ve saldırganlık davranışının temeli okul öncesi dönemde başlamaktadır. Çocuklar bu dönemde davranışı göstermekte ve kalıcı hale getirmektedir. Bu durumda anne ve babanın çocuğun davranışlarını gözlemlemesi ve davranış takibinde bulunarak nedenini belirlemesi gerekir. Bu dönemde engellenemeyen saldırganlık yönelimi ileriki dönemlerde büyük sorunlara yol açmaktadır.
Çocuklarda saldırganlığın gelişiminde zayıf sosyalleşme ve mizaç özellikleri önemli rol oynar. Mizaç bireyler arasında farklılık gösteren ve biyolojik etkilerle ortaya çıkan duygusal ve davranışsal özelliklerdir. Mizaç olarak zor çocuklar saldırgan davranışlar açısından risk taşırlar. Bu çocuklar günlük rutinleri düzensiz, yeni deneyimleri kabul etmede yavaş, daha az sebatkar ve daha fazla tepkisellerdir. Okul öncesi dönem çocuğun mizaç özelliklerinin gelişimine etkisi açısından kritik bir dönemdir.
Akranlarına göre öfkeli, yoğun tepkisel davranış gösteren çocukların ileriki yaşlarda duygularını ve davranışları konusundaki kontrol becerileri daha az olacaktır. Bu çocuklar fiziksel ve ilişkisel saldırganlık, suça yönelim eğilimleri yüksek olan çocuklardır. Erken çocukluk müdahaleleri bu riskleri önlemede etkilidir.
Erkek çocuklar fiziksel saldırganlığı kız çocuklara göre daha fazla kullanır. Erkek çocuklar fiziksel saldırganlığı, kız çocuklar ise ilişkisel saldırganlığı daha çok kullanır. 5 yaşındaki çocuklar da fiziksel saldırganlığı da ilişkisel saldırganlığı da 6 yaşındaki çocuklardan daha çok kullanır, yani aslında okul öncesi çocuklarının yaşları arttıkça fiziksel ve ilişkisel saldırganlık davranışları azalmaktadır.
Yapılan çalışmaya göre çocuğun kardeşinin olup olmamasına göre fiziksel saldırganlık boyutunda herhangi bir farklılık görülmezken ilişkisel saldırganlık boyutunda 2 ve daha fazla kardeşi olan grupta saldırganlık puanlarının kardeşi olmayan gruba göre arttığı tespit edilmiştir.
Okul öncesi dönem sosyal davranışların ve becerilerin kazanıldığı yıllar olmakla birlikte çocukların saldırgan davranışlarının da kontrol altına alınması açısından önemli bir dönemdir. Çocukların fiziksel ve ilişkisel saldırgan davranışlarına ilişkin derinlemesine bilgi elde etmek için farklı kaynaklardan (öğretmen, veli, çocuk) değişik yöntem ve tekniklerle veriler toplanarak (gözlem, görüşme) nitel araştırmalar yapılabilir.

Yazan: Büşra Kıyak (Psikoloji öğrencisi, Dönem stajyeri /Luna Psikoloji Danışmanlık Merkezi)

0